Detay
Alerji vücudumuzun bağışıklık sisteminin, aslında zararlı olmayan maddeleri zararlı gibi algılayıp verdiği aşırı reaksiyon ve buna bağlı hastalık durumudur. Alerjenle ilk karşılaşıldığında bağışıklık sistemimiz bu bilgiyi hafızasına kaydeder. Eğer tekrar bu etken ile karşılaşılırsa oluşan antikorlarla vücudumuz tepki verir. Bu olay her karşılaşmada aynı şekilde veya artarak devam eder.
Aslında bağışıklık sistemimizin amacı vücudumuzu dış etkilerden korumaktır. Ancak aşırı duyarlılık sonucu faydalı maddelere de tepki verilir. Bunun en güzel örneği yumurta, süt gibi besinlere olan alerjidir. Bu besinler herkes için faydalı olan besinlerdir. Ancak duyarlılık gelişmiş kişilerde zararlı bir madde olarak algılanır. Eğer bu reaksiyon aşırı olursa hücre hasarı ve anafilaksi denilen acil durumlara bile neden olabilir.
En sık görülen alerjik reaksiyonlar; kaşıntı, deride kızarıklık ya da şişme, nefes darlığı, burun akıntısı, göz kızarıklığı, gözde veya dudakta şişme olarak sayılabilir.
Bazı tür alerjilerde ise klasik belirtiler görülmez onun yerine alerjinin tetiklediği obezite, başağrısı, eklem ağrıları, dikkat dağınıklığı, depresyon, çocuklarda hiperaktivite, uyku bozuklukları, tekrarlayan enfeksiyonlar, çarpıntı gibi semptomlar kendini gösterir.
Polenler, ev tozu akarları, hayvan tüyleri, ilaçlar, metaller, kimyasallar, kokular ve bazı meyveler tanıdık belirtiler gösteren, ve kolay teşhis edilen alerjilerdir. Fakat çoğu zaman bunlar tek başlarına bulunmaz. Özellikle sık tüketildiği için fark edilmeyen ve çoğunlukla tipik olmayan belirtiler gösteren temel gıda alerjileri aslında daha önemlidir, çünkü bunlar bağışıklık sistemini daha çok bozarak zaman içinde yeni alerjiere neden olurlar. Bu açıdan en önemli alerjenler buğday, süt, yumurta, şeker ve mayadır.
Günümüzde alerjilerdeki artışta gıda katkı maddelerinin fazla kullanılması; fast-food denen hazır yiyecekler; cep telefonları, bilgisayar kullanımı, çevremizi saran kimyasallar, stres gibi vücudu olumsuz etkileyen sebepler sayılabilir. Bu etkenler bağışıklık sistemimizi devamlı bir savaş halinde tutarak aşırı duyarlı hale getirirler.
TEDAVİ
Alerji yapan, dokunan etkenler tespit edildikten sonra uygulama planı hazırlanır. Kişinin ne kadar maddeye alerjisi varsa doktor o ölçüde bir plan hazırlar. Seanslar haftada bir kez olmaktadır.
Uygulamaya, kişide tespit edilen ana alerjilerle başlanır.
Alerjik bünye kendisine dokunan ama sağlıklı insanlar için hiçbir olumsuz etkisi olmayan alerjen maddeyle karşılaştığı zaman tepki vermektedir. Bu tepki, bu maddelerin frekans kodunu hücrelerin hafızasından silmesi sonucu oluşmaktadır. Vücut maddeyi ‘’yabancı’’ olarak algılar ve bağışıklık sistemi onunla savaşmaya başlar. Hastalık bu şekilde kendini gösterir.
Biorezonans temel olarak bu alerjen maddelerin vücuttaki patolojik frekansını sıfırlamayı ve vücuda güçlendirilmiş normal fiziksel frekanslar vermeyi hedefler. Uygulamadan sonra organizma alerjen maddeleri normal kodunda algıladığı için hastalık tablosu oluşmaz. Örneğin; Çilek alerjisi olan bir kişi biorezonans uygulandıktan sonra yine doktor tarafından yapılacak testle birlikte yeniden çilek yemeye başlayabilir.
Yeterli eğitim almış tecrübeli bir doktor ve kaliteli bir biorezonans cihazıyla alerji tedavisinde başarı oranı çok yüksektir.